Doğal olarak hepimiz "bilgi" sahibi olmak için;doğumdan ölüme kadar çaba sarf ederiz.Edindiğimiz bilgi sayesinde yaşamımız dolaysiyle yakından uzağa doğru çevremiz şekillenir,ülkeler dünya olayları,gelişmeleri hal alır.İnsanlık için bu kadar önemli olan "bilgi" öyleyse nerelerden edinilir.Ailemizden,çevremizden ve okullardan hiç kuşkusuz. Devletler geleceklerini sağlama almak için;okullar açar.Açtığı bu okullarda "dünya gerçeklerine" uygun programlar yapılır ve uygulanır.Ancak bu işler o kadar kolay olmuyor.İşin içine SİYASET giriyor doğal olarak.İşler bundan sonra karışıyor.Bilinçli ve bilinçsiz toplumlarda,devletlerde yollar ayrılıyor.Kimsi gerçek kalkınma yoluna kimisi "sözde kalkınma" yoluna... Zıt yönde yol alıyorlar. Genelde "doğru bilgi" devletin açtığı okullarda verilir öğrenilir dedik.Ama geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin;eğitim programları dış ve iç siyasilerin etkinde kalınarak "gerçek dışı,ezberci,akla-mantığa" hidap etmeyen nitelikte hazırlanıp uygulanır.Buna bir de yasa dışı kurslar katılınca "eğitimi düşük-kalitesiz" nesiller çıkar. "Doğru-gerçek" bilgiye sahip olmayan vatandaşların,bireylerin "doğru düşüncesi" de olmaz.Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen "bilimsel bilgiye-düşünceye" ulaşamayan vatandaşlar;birilerinin "sömürgesi" olmak durumundadır hiç kuşkusuz. Bilgi sahibi olmadan fikir (düşünce) sahibi olunmaz lafını Uğur Mumcu'dan bizim toplum duydu ama Konfüçsün lafı imiş.Son cümle bilgi sahibi olabilmenin başka bir yolu "güvenilir kitaplar" okumaktan geçer.Nasıl herkesin sözüne inanılmaz,çoğu yalandır,aldatmaya yöneliktir,kitaplar da öyledir.23.01.2017 Eyüp UZUNALİ |