Milli takımın Şenol Güneş’ in ince dokunuşları ile şaha kalkışı takdire şahen bir durum. Harap ve bitap düşmüş bir takımı yeniden canlandırmak her babayiğitin harcı olmasa gerek. Aslında kadro yapısına baktığınızda eski kadrodan pek farkı yok. Oyuncular aynı oyuncular lakin anlayış, zihniyet ve yaklaşımlar farklı ayrıca araya serpilmiş tecrübeli ağabeyler var. Eleme Grup karşılaşmalarında tabi ki oynanan futboldan çok alınan skor önemlidir. Çok şükür ki Milli takım iyi sonuçlar almaya, hanesine puan yazdırmaya başladı. Aslında Andorra maçında da kötü futbol oynamadı. Kaçan pozisyonlara baktığımızda hepsi bireysel beceriksizlikten yoksa skor 5-0 olması kaçınılmazdı. Kaleci tercihinde her ne kadar Uğurcan’ ın değil de Mert ‘ in olmasını eleştirsem de bu maçta kalecilik bir olay olmadı. Top kalemize hiç gelmedi desek yalan olmaz. Umuyorum ki Şenol hoca da bunu tahmin ederek bu maçta Kaleye Merti, Moldova maçında ise Uğurcan’ ı koymayı düşünmüştür. Kadroya genel olarak baktığım da hücuma dönük orta saha kanadında bir sıkıntı seziyorum. Hoca sanki sistemi kişilere yer bulmak için zorluyor. Beşiktaş takımında genç Güven’i alıp yukarılara çıkarttın diye Güven’ i oynatmak zorunda değilsin. Avrupa’ ya yüksek bedelli transfer yaptı oynatmazsam Trabzonlular eleştirir diye Yusuf’u oynatmak zorunda değilsin. Genç yaşta ismi konuşuldu bir anda parladı diye İrfan Canı oynatmak zorunda hiç değilsin. Eğer çok formda ve milli takımın sistemine uyuyorlar ise oynatmalısın. Ne bileyim bence bu hücum orta saha ekibinin dizilişi ve sisteme uyumu beni hiç tatmin etmedi. Tek tek baktığımızda hepsi iyi futbolcular, milli olabilecek futbolcular fakat bu diziliş ve sistemde hepsi birlikte oynamaz diye düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın bu oyuncular Milli takıma alınmasın demiyorum sisteme uygun şekilde monte edilsin ve diziliş kurulsun diyorum. Yalan yok, Maç öncesi gördüğümde bu kadro ve diziliş beni hiç heyecanlandırmadı. Sonuca baktığımızda da görüyoruz ki bir yerde sıkıntı var. Eğer bugüne kadar Andorra takımı ilk kez 66. Dakikayı gol yemeden tamamlıyorsa Türk milli takımı kendini sorgulamalıdır. 89. Dakikada gelen 1 gol ile zar zor 3 puanı alıp öyle tribünlerle Show yaparak sevinmek filan bıraksınlar bu işi. Andorra ‘ yı 89 da 1-0 ile yeniyorsan başını öne eğip soyunma odasına gitmelisin. Yapabileceğin en fazla şey tribündeki seyircilere ayıp olmasın diye alkışlayarak selamlamak olabilir. Kimilerinin rehavetten dolayı, rakibi küçümsemekten dolayı bu sonuç çıktığını söylediğini duyar gibiyim. İyi hoş tamam da bu kabul edilebilir olay mıdır ? Ben kabul etmiyorum. Profesyonelliğin en üst düzey seviyesi A milli takımda böyle bir şey kabul edilemez. Biz hep şampiyonaları ucu ucuna, kılı kılına ya kaçırmışızdır ya da gitmişizdir. Ben hiçbir zaman güle oynaya şampiyona bileti aldığımızı hatırlamıyorum. Bizim için San Marino ile bile oynasak çok önemli maç olarak görülmelidir. Hassas ve kırılgan bir dönemdeyiz. Uzun süredir milli başarı yakalayamıyoruz. İnsanlar uzun süre milli maç izlemez hale geldiler. Şimdi yeniden bir geri dönüş, yeni bir heyecan hakim, yetkililere tavsiyem bu heyecanı kaçırmasınlar.
Türk milli takımından biraz da Türk futbol gündemine dönersek bir spor programında gazeteciler ve artık hakem eskisi olan Bülent Yıldırım hocamızın sohbetine denk geldim. Bülent hoca inanılmaz ve şaşırtıcı bir söz sarfetti. 20 yıldır bu camiada olduğunu ve 16 yıldır süper ligde üst düzey hakemlik yaptığını söyledi. Bu süre zarfında kendisinin ve arkadaşlarının yaşadığı hiçbir organize suça, şikeye, teşviğe vb ahlaksız bir organize olaya rastlamadığını, görmediğini, duymadığını söyledi. Yahu hocam kusura bakmada buna kargalar bile güler. Sen ki Ulusoy, Hasan Doğan, Mahmut Özgener, Mehmet Ali Aydınlar, Yıldırım Demirören gibi başkanların federasyonları döneminde hakemlik yapmış bir hocasın ve ben hiç organize olaya şahit olmadım diyorsun. Hakem arkadaşlarım da hiçbir zaman böyle bir olay yaşamamış ve ne federasyondan ne de MHK den talimat almamıştır diyorsun. Hocam sen demek ki arkadaşlarının basında gazetelerde ettiği isyanları, yaptığı itirafları ve ağlaya ağlaya istifa etmelerini hiç duymamış, izlememiş, görmemişsin. En basiti daha şurada kaç ay oldu ki Yıllarca birlikte aynı klasmanda görev aldığın Abdullah Yılmaz hocamız çıktı delil ve ispatlarıyla MHK Başkanı tarafından telkin aldığını, şu takım üzülmesin aman yenilmesin diye üstü kapalı tehdit aldığını açıklayıp mahkemeye vereli ve hakemliğini bıraktığını açıklayalı. Sen değil misin 3 temmuz şike operasyonu ile patlak veren 2010/11 sezonunda en üst düzey maçları yöneten, şampiyonluğa direkt etki edecek önemli maçlarda düdük çalan, o dönemdeki organize işleri görmedin, duymadın, sezmedin, anlamadın, bulaşmadın öyle mi ? Bırak Bülent hoca bırak, 16 yıl boyunca Süper ligde düdük çalmak, üst düzeylerde kalmak için ne bedeller ödediğini ve ne tavizler verdiğini biz az çok tahmin edebiliyoruz. Bir önceki federasyon başkanı ve eski bir kulüp başkanının televizyonunda programa çıkıyorsun, inşallah geçmişte yaptığın üstün hizmetlerinin değil de üstün başarılarının bunda payı vardır !
|