Tarihinin en kötü Fenerbahçe’si ile karşı karşıya olduğu müsabakada Kadıköy’ de tarihi fırsatı elinden tepti Trabzonspor. Karşılaşmanın büyük çoğunluğunu 1-0 üstüntamamlamasına rağmen yine klasik ve hazin bir son ile Kadıköy’ den boynu bükük ayrıldı. Oysaki maça iyi başlamış, tempoyu yakalamıştı. Erken gelen gol sonrasında 2 yi bulup rahatlayamayınca stres ve geri çekilme başladı. Bunu fırsat bilen kanarya sağlı sollu gelmeye başladı. Hasan Ali ‘ nin olduğu kanatı çok sık kullanıp etkili ataklar yaptı. Kaleci Uğurcan ‘ ın son saniyeye kadar ki muhteşem performansı sarı-lacivertlilere saç baş yoldurdu. Bu genç yaşta Kadıköy gibi bir deplasmanda böylesi bir performans artık Uğurcan oldu dedirtti. Belli ki Metin hoca çok iyi hazırlamış ve motive etmiş. Aslında Trabzonspor ‘ da tüm oyuncularda mükemmel bir mücadele arzusu ve kazanma hırsı vardı. Bu tarihi fırsatı kaçırmamak için ellerinden geleni yaptılar. Fenerbahçe ‘ de ise seriyi bozmamak, geleneği devam ettirmek arzusu vardı. Kazanmaktan ziyade kaybetmemek onlar için değerliydi. Bunu da zaten gelen beraberlik golüne gösterdikleri aşırı sevinçten anlayabiliriz. Duygu patlaması yaşadılar doğal olarak. Oyuncuların sevinmelerine verilen tepkileri de anlayamıyorum. Empati yapın bakalım, mücadele etmişsiniz, pozisyonlar kaçırmışsınız, eksik kalmışsınız ama maçı bırakmamışsınız. Hatta10 kişi kaldıktan sonra rakibinizden daha iyi daha baskılı oynamışsınız, gole çok yaklaşmışsınız ama golü bulamamışsınız. Tüm bunların sonucunda tam maç bitti, karizma gitti derken bir son saniye golü atıyorsunuz. Siz olsanız ne yapardınız ? Tabi ki de çok sevinirdiniz. Fenerbahçeli futbolcular da onu yaptı. Maçın geneline baktığımızda zaten maçın hakkının beraberlik olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Net gol pozisyonu açısından baktığımızda sarı lacivertliler daha çok fırsat tepti diyebiliriz. Nwakame ve Hugo’ nun ileride zayıf kalışı pozisyon üstünlüğü bakımından Trabzonspor’ u geride kaldırdı. Apdüş, Yusuf ve Sosa’ nın etkili performansı orta saha hakimiyeti ve genel oyun anlamında Trabzonspor ‘ u öne çıkarabildi fakat sonuç odaklı değildi. 70 ‘ e kadar özellikle A.Ömürmuhteşem sprintleri ve topla adam eksiltmeleri bakımından harikaydı. 4 oyuncuya sarı kart göstertmeyi başardı. Kırmızılar gelebilirdi ama Cüneyt hoca işi ağırdan aldı. Hızı, hareketliliği ve çalımlarıyla Fenerbahçe savunmasına faul yapmaktan başka çare bırakmadı. Sosa ‘ yı zaten yazmaya kelimeler yetmiyor. İstatistiklerine bakınca gerçek bir yıldız olduğu ortaya çıkıyor. Top kapma, dağıtma, kullanma, oyun zekası, teknik, klas ne ararsanız mevcut, tam bir Maestro. Parmak deseniz canıyla, başıyla mücadele ediyor. Mermiye kafa atarcasına saldırıyor, kovalıyor, çıkarılmasına anlam veremedim. İkinci yarı sadece sahada gezen Hugo’ nun çıkarılmayıp Parmak, Yusuf, Apdüş ‘ ün çıkarılması antrenör zafiyeti olsa gerek. Ünal hoca genel anlamda başarılıdır, iyi bir Trabzonspor’ lu, karakterli, duruşludur. Lakin oyuna müdahale, oyun kurtarma, oyun okuma anlamında zaafları var. Son dakikalarda kaybedilen puanları buna bağlıyorum. 10 kişi kalmış olmasına rağmen hala size saldıran, baskı kuran rakibinize karşı çift forveti sahada tutacağınıza, birini alıp ön liberoyu veya stoper mevkiini çoğaltmanız hem takımı rahatlatacak hem de skoru korumanıza fayda sağlayacaktır. Bu bağlamda Ünal hocanın yapması gereken mücadele eden, kesen, top kapan A.Parmak çıkarmak yerine Hugo’yu çıkarıp Zargo’yu ön liberoya almak olacaktı. Kontra ile ani koşular ve çıkışlar yapabilen Abdüş’ ü çıkaracağına ilk kez bu kadar etkisiz ve zayıf kalan Nwakame’ yi çıkarmak olacaktı. Olcay’ ı daha erken oyuna adapte edebilir, mücadele ve hırsı artırabilirdi. Ne yazık ki hoca yine yaptıkları ve yapmadıklarıyla ihaleyi üstüne aldı. Buna rağmen Trabzonspor kazanacak mıydı, evet kazanacaktı. Kadıköy’de Büyü var sanırım tamamen şansızlık ve basiret tutulması ile son saniyede yenilen bir gol yine camiaya acı bir ders verdi. Son saniyede ki tamam bitti, artık galibiz, kazandık, başardık havası bu işi bu noktaya getirdi. Demek ki neymiş, hakem son düdüğü çalmadan bitmezmiş. Hakem bu ne yapacağı belli olmaz, keyfi ister 96-97 değil 117 dakika oynatır. Geçmişte tecrübeli abilerimizden çok dinledik biz bunları. Hiç kimse Cüneyt hocaya haksızlık etmesin. Gayet ortada maç yönetti. İki tarafa da hatalı kararlar verdi. Benim inancım adil ve ortada maç yönetmeye çalıştı. Vermediği kartlar maçın atmosferi ve Fener-Trabzon derbisi olması niteliğindendir. Böyle maçlarda zırt-pırt elinize kartı alırsanız düdüğü elinize verirler. Tıpkı D.Ateş Bitnel’ e, Ümit Öztürk’ e , Çağatay Şahan’ a verdikleri gibi…. Cüneyt hoca ligin en tecrübeli, deneyimli hakemidir. Neyi ne zaman nasıl vereceğini yada vermeyeceğini İYİ bilir. Ne Trabzon camiası ne de Fenerbahçe camiası hiç yalandan hakem bahanelerine sığınmasın. İki tarafta şapkayı önüne koysun ve hatalarımız neler diye düşünsün. Hele hele Fenerliler hiç konuşmasın, maça 10 kişi devam ettiklerine şükretsinler.
Biz nerede kaybettik, nasıl kaybettik, nasıl kazanırdık ?
Beyler oturun bunların hesabını yapın, Cüneytleri, Fıratları, Halisleri nasıl yerizin hesabını değil…. İlla kafa koparacaksanız şu Volkan hadsizini koparın, türk futbolu bu fitne, fesat, kuru kabadayılardan kurtulsun.
Burak Yılmaz için küçük bir not : İşte istatistikler ortada ; Bjk için Burak’ tan öncesi, Burak’ tan sonrası…Bakın hele…
|