Moved Permanently

          Geçen yıl yaşadığım bir olay  aklıma geldi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Ana Yerleşkesindeki bir sınav merkezine gidiyordum. Aranızda Açık Öğretim  okuyanlar  var ise beni çok iyi anlayacaklarından şüphem yok.Sorun şu ki sınav  gününde Toplu Taşıma Araçları Öğrenci İşlerine kadar içeri alınıyor ve daha ileri gitmesine izin verilmiyor. Olan sınava giren öğrenciye oluyor. O stres altında yağmurda en az  400 metre yürümek zorunda kalıyorlar. Tabii bununla da kalmıyor, öğrencilerin bir kısmı  sınavdan çıktıktan sonra yerleşkenin sonunda bulunan otobüs durağında dakikalarca bekliyor. Otobüsün durağa geleceğini sanan öğrencilere derman olmak için güvenlik görevlilerinden bilgi alıyorum. Güvenlik Görevlisi ise otobüsün içeri alınmasına izin verilmediğini söyleyerek üstü kapalı olarak boşuna beklemeyin mesajını vermekle yetiniyor. O kadar  güvenlikçi arkadaşımızdan birinin otobüs durağına bir not yazması aklına gelmiyor. Bu davranış her sınav zamanı devam ediyor. Bu anlattıklarım size engel gibi gelebilir, aslında bunlar engelsiz insanlara bir engel teşkil etmiyor. Konunun başına dönersek; O gün aynı otobüste engelli bir kardeşimiz de aynı durumla karşılaşıyor. Bizimle birlikte o da o kadar yolu yürümek zorunda kalıyor. Biz de yoldaş olalım düşüncesiyle koluna giriyoruz ve o yolda birlikte ilerliyoruz. Engelli kardeşimize soruyoruz: Zor olmuyor mu? Hemen  kısık bir sesle cevap veriyor: Yo aslında zor değil, zor olan insanlarımız, biraz empati yaparlarsa  hiçbir sorun yaşamayacağız diyor. Empati kısmında geçen olayları anlatmıyorum bile. İşin o kısmı yazmakla bitmez. Google arama motoruna engelimi kaldırın yazınca bu konu başlıklı birçok haber, birçok sıkıntı karşınıza çıkacaktır.

GEL GELELİM BELEDİYELERİMİZE

Belediyelerimiz güzel çalışmalar yapıyor. İş Sağlığı ve Güvenliğine de önem veriyor, ama bazı detayları unutuyorlar. Zabıtalar  iş yerlerini denetliyor. Engelliler için engelli rampası var mı? yok mu? diye bakıyorlar. Biz de bu konuda kendilerine destek veriyoruz. Fakat  kaldırımları kim denetliyor? Normal bir insanın bile yürümekte güçlük çektiği kaldırımlarda engelliler nasıl yürüyecek? Engelliler için kaldırımlara tırtıllı sarı bantlar çekilir, bu bantların ne anlama geldiğini bilmeyen birçok insan var. Bu bantlar engelli kardeşlerimizin gözü oluyor.  Akçaabat İlçesi içinde Söğütlü, Yaylacık, Yıldızlı Mahalleleri, Tanjant ve muhtelif  yerlerde bu bantları gören var ise makalenin altına yorum yazarsa sevinirim.  Medikal park Hastanesi Otoparkına ne demeli? Ah… Affedersiniz!  Otopark demişim. Medikal Park Hastanesi’nin hemen yanında 4 otomobilin yan yana rahatlıkla sığabileceği yaya kaldırımına çekilen araçlar? Çekilen araçları da geçelim, o kaldırımın tam önündeki engelli rampasına park eden araçlar? Daha bugün bir sürücüyü uyardığımda araç sürücüsü parmağıyla; Birini bekliyorum işaretini yaptı. Hatta tatlı bir dille: ‘’Beyefendi engelli rampasının önüne park ettiniz, aracınızı biraz daha geri alır mısınız? ’’ sözü bile hiç dikkatini çekmemiş sürücüye ne söyleyebiliriz? Peki ya kafe ve pastanelerimizin önüne park eden araçlara ne demeli? Hatta yaya geçidini ve kaldırımlardaki iniş yerlerini tamamen kapatan sürücülerimize ne demeliyiz? 

YORMA BENİ ‘’YOMRA’’

Bu sorunlar sadece Akçaabat’ta değil, Trabzon’un genelinde var desek doğru bir söz olur. Benzer bir sorun Yomra’da da geçerli. Toplu Taşıma Aracının beni görebilmesi için durak önünde tekrar affedersiniz! Bu kez emniyet şeridini de geçtim, araçlar için bölünmüş olan iki şeritli yolun sağ şeridinde bekliyorum. Çünkü emniyet şeridinin hemen bitişiğindeki bölünmüş yola da park eden araç sürücüleri var. Bütün bunları anlatmışken sürücü abimizi atlamayalım;! Derken bölünmüş yola park eden araç sürücülerinden biri gelir. Kendisine: Abi sizin yüzünüzden ayakta otobüs bekliyorum diyorum. Sürücü: Sen de oturarak bekle! Hem neden benim yüzümden diye soruyor? Ben de; Otobüs Şoförünün beni görebilmesi için burada beklemek zorundayım. Siz park ettiğiniz için şoförün beni görmesine imkan yok diyorum. Araç Sürücüsü ise; Sen otur o orada durur merak etme diyor.  Araç Sürücülerine  Trafik  Görevlileri de eşlik ediyor. Aynı hatayı trafik görevlileri de yapıyor. Trafik Görevlileri de hatalı park eden araç sürücülerine eşlik ediyor. Peki suç kimde? Bence suç insanlarda!

YAPAY ZEKA’YA HAYAT VERMELİYİZ

Yeni çıkan otomobillerin direksiyon simidini bıraktığınızda araç sensörler yardımıyla yol çizgilerini algılayarak aracın şeritte kalmasını sağlıyor. Bu ve benzeri birçok sistem var. Yakın bir gelecekte semt pazarları tarih olacak desem inanır mısınız? Belki de buzdolaplarımız dolap içindeki meyve ve sebzelerin, ketçap ve mayonezlerin, et ve diğer gıdaların azaldığını algılayacak ve internet üzerinden sipariş vererek gıdaları tedarik etmenize yardımcı olacak. Belki de dronlar sayesinde kapıdaki kedi ve köpeğinize mama yedirebileceksiniz. Bu teknolojilerin çoğu günümüzde mevcut. Giyilebilir Teknolojiler de varken neden Otobüs Duraklarının  yakınlarına Mobese koymayalım? Yapay Zekaya hayat verelim, bırakın işi onlar  yapsın. İnsanları onlar uyarsın, cezaları onlar kessin. Terminatör filmini izleyip o filmde geçen bir diyaloğu hatırlayanlar vardır: O bir makine, onda acıma duygusu yok, merhamet yok, onu ikna edemezsin. Önünde sonunda istediğini yapacaktır, diyordu. Yapay Zekalar da öyle. O an araç sürücüsünün kredi kartı borcu vardı dalgınlıkla park etti, 2 dakika işi vardı diye park etti gibi mazeretleri dikkate almayacak..Görevi  ne ise  saniyeler içinde icra eden yapay zekalara hayat verirsek bu sorunların önüne geçebiliriz.

MEYDAN’DA SIR GİBİ BİR KAMERA

Evet yanlış duymadınız. Trabzon Meydan Parkı yakınlarında bir işletme var. Bundan  8 yıl önce  bir iş için işletmeyi ziyaret etmiştim. İşletmenin İkinci katında bir  kamera sistemi vardı. Fakat bu sistem öyle böyle bir sistem değildi. 500 metre geriden gelen bir insanın yüzündeki beni bile çok net bir şekilde gösteren bir sistemdi. Buna benzer bir Mobese Akçaabat İlçesine koyulsa  sanırım bu tarz park ihlalleri %90 oranında azalır.  Ne dersiniz bir gün gerçek olabilir mi? Tabii böyle bir şey mümkünse...

Sağlıcakla kalın.