Moved Permanently

Dünya sahnesinde bitmeyen mücadele, taht kavgaları

Geçmişten geleceğe darbelerin, komploların, suikastların bir ve tek amacı,yani “iktidarı” ele geçirmek için yapılmış ve yapılmaya da devam edeceği bir tarihi vakadır. Geçmişte birçok kral, hakan, vezir komutan, bakan, başbakan ve devlet başkanı savaş meydanlarından ziyade; Komplolar, darbeler, suikast ve zehirlenerek; hem hayatları hem de devletlerini kaybetmişlerdir. Milletimizin şanlı tarihinde, bu, meyanda birçok hadise mevcuttur. “15 Temmuz” bunun en son misali olduğu gibi; tedbiri elden bırakırsak sonuncusu da değil!Gibi, gözükmektedir. İcrası bakımından böyle bir organizasyonun tahlil edilmesi şarttır.

“Kendi sınırları için de bağımsız, antlaşmalar ile bağımlı devletler dış ve iç müdahaleye daima açıktır”.

Şu zaman da bağımsız devlet var mı? Eğer bir veya birden çok mal ve hizmeti dışarıdan alıyor iseniz; “Bağımsız” olmanıza imkân yoktur. İkinci Cihan harbinden sonra; cephe savaşları yerine;mahallîmüdahaleler ile büyük savaşlardan kaçınılmıştır. Bunun yerine daha az masraflı dernek, cemaat, yardım kuruluşları ve şirketler vasıtası ile savaşa devam edilmiş; kargaşa ve istikrarsızlaştırmak için; terör faaliyetleri kullanılmış “pasaportsuz düşünceler” ilede; insanların arasına, nifak tohumları ekilmiştir. Yabancı devlet ve devlet altı organizasyonların desteği olmadan; darbe, kalkışma ve iç savaşın çıkması mümkün değildir. Bütün bu faaliyetlerin amacı; yıkmak ve yok etmek için değil; aksine bağımlılığı artırmak ve sömürge halini devam ettirmek için yapılmaktadır.

“ Hiç kimse, kendisine uzak,belirsiz bir mutlu gelecek için, şu an ki mutluluğunu feda etmez. Herkes, hemen o an; karnını doyurmak ister”.

Bir devlet yapısı altında;

Ten ve dil farklılığı

Mizaç ve örf farklılığı

Farklı milletlerden oluşma

Din ve mezhep farklılığı

Tek bayrak altında yaşayan milletlerin kaderleri; devlet tarafından; kanunlar vasıtasıyla teminat altına alınırsa, ayrılma ve ayrışmanın önüne geçilebilir. Yapılamaz ise; müdahalelere açık bir durum ile karşı karşıya kalabiliriz. Şu an da yaşadıklarımız gibi…

Geçmişte yaşanan darbeler ile “15 Temmuz” kalkışmasını:

--Öncesi, oluşu ve sonrası ile ele alarak inceleyeceğiz;

Yapısı itibari ile geçmiş milletler ve devletlerde ki darbe girişimlerinden farklıdır.

“Öncesi”

--Milletimizin önüne; Cemaat görüntüsü verilerek çıkılmıştır. İlay-ı Kelimetullah davasını, kendi çıkarları doğrultusun da; Dinsizlikle mücadelede, din ve dini duygularımız hassasiyetle sömürülmüştür.  Şu anda, ülkemiz de; Dine ve tarikatlara karşı milletimizin bakışı değişmiş gibi gözükmektedir. Bu mezhepsizlerin ekmeğine de yağ sürmüş,tarikatlara saldırı bu, vesile ile hızlanmıştır.( Dikkat etmemiz gereken bir önemli konuda budur)

Geçmişten günümüze yapılanması itibari ile

Servet, güç, basın, sağlık, hukuk, emniyet ve ordu da ve siyasetin üst kadrolarında kendilerine yer açmışlar, birçok insan ve hükümetin devrilmesin de parmakları olduğu yapılan incelemelerde ortaya bir bir çıkmaktadır. Geçmiş de yapılan darbelerde, uzmanların yaptığı incelemeler neticesin de; Darbe girişimleri bir veya birkaç kişi ile sınırlı olabilirken bu; Feto ile boyut değiştirdiği, gözlemlenmektedir. Sadece ülke için de değil; ülke dışında da yapılaşma ve kurumsallaşmaya gidildiği,görülmüştür. Hücresel bölünme ile tüm dünyaya yayılarak; Amaçlarınıgizlenmiş, millî ve manevi duygular ile de kamuflaj olmuşlardır.Böyle bir yapının “ bağımsız” hareket etmesi günümüz dünyasında söz konusu bile olmaz. Darbe yapanlar, tıpkı geçmiş örnekler de olduğu gibi, daima iktidarın en yakının da olanlar olduğu “Kendilerine verilen zenginlik, onur ve haysiyet ile ele geçirdikleri güç sayesinde; Devleti idare ederlerken; Yönetime el koyma rüyasına kapılarak, darbe yapmaya kalkışılmışlar, verilen iyi niyete nankörlük yapmışlar ve hak ettikleri sonla karşılaşmışlardır”. Aşama aşama gelinen; İlk darbe girişimi ise; samimi ve mütedeyyin sadık bir çevre oluşturulması ile işe başlanmıştır.

Sırası ile Eğitim, sağlık, emniyet, dış işleri, iç işleri, Ordu ile bunların alt sekmenleri olan; dernek ve vakıf faaliyetleri, basın ve yayın organları ve diğer illegal yapılar da;Feto ağında kontrol altına alınmış,siyasi ve ideolojik alanlarda insan yetiştirilerek sızmalar yapılmış sempati kazanılmaya çalışılmıştır. “15 TEMMUZ”  öncesi durum budur. Devleti ele geçirmek için organize bir şekilde, planlı yapılan kurum darbelerinden sonra, yürütmeye el koymaya sıra gelmiştir.

Darbenin yapılışı;

--Güç ve zenginliğin verdiği öz güven, dünyanın diğer yerlerinde ki konumları ile iç kamuoyunda sütten çıkmış ak kaşık misali iftira ve karalama kampanyası ile Cumhurbaşkanına ve MİT’e saldırıda bulundular. Burada amaç;Halkın gözünde Reis’i nefret edilen konuma getirerek halk desteğinin kesilmesini sağlamaktı.PKK’nın öz yönetim ilanı ile iç savaş başlamış, Suriye’de, Amerika vemüttefiklerin ülkemizi satması; milyonlarca Suriyelinin ülkemize girmesi, bombalar,şehid cenazelerinin tek müsebbibi“Recep Tayyip Erdoğan”gösterilerek; ülke yönetimine el koymanın alt yapısı hazırlanmıştır. 17/25 hamlesinden sonra,Feto’nun ve ekibinin iktidardan uzaklaştırılma, bulundukları görevlerden el çektirilme, verilen zenginliklerin hesapları sorulmaya başlanınca; intikam hırsı ile harekete geçilmiştir.

“Liderin en çok korkması ve çekinmesi gereken kimse; en çok ayrıcalık tanıdığı kimseler olmalıdır. Bir kere hükmetme emelini tattı mı; insanoğlu daima yönetme ve idare etme arzusu ve hevesi; ona cazip gelir”.

-- Servetlerine el konulması, fiziksel müdahalelerin neticesin de; kırılan onur ve haysiyetingeri alınması için yapılması planlanan darbe girişimi, istenilen planın dışında gerçekleşmesi, tedbirin elden bir an bırakılması, darbecilerin; muvaffak olmalarına mani olmuştur. “ihanetler ancak kişi veya tahmin ile ortaya çıkar”

Darbe sonrası;

--Darbe ve ihtilal yaparak, yönetime el koyma girişimi, planlananın dışındagerçekleştiği için bir anlık terettüd;böylesi bir organizasyonda cesaretin kırılmasına, istenilen neticenin elde edilememesine vesile olmuştur. Çünkü sadakatsizlik öylesine yaygındır ki, darbe anında karşı darbeye dönüşür. Bu yapılan hata ile darbecilerin niyetinin açığa çıkması;

Planın erkene alınması, cesaretlerin kırılmasına ve öldürülmek istenen insanın hayatta kalması ile sonuçlanmıştır. Halkının desteği ile darbe püskürtülmüştür. Halk ve kamuoyu desteğinden yoksun olan bu, darbe girişimi, etkisiz hale getirilmiştir. Devletin tüm kadrolarından temizlenmesi uzun zaman alacaktır. Gelecekteki olası darbelere karşı devlet; tedbiri elden bırakmamalıdır.

Sonuç olarak;

--Elbette geçmiş şanlı tarihimiz deki gibi; güçlü hakanlar, kağanla, paşalar, padişahlar gibi devlet adamları ile dünyayı silkelemek en büyük arzumuzdur. Lakin şuan sahip olduğumuz “Başkan”a da; aynı hassasiyetle sahip çıkmalıyız.Milletimiz tarihten gelen o “güçlü başkan” ve “güçlü devlet” anlayışı ile birleştiğinde halkın güven ve özgürlüğünü tesis edecek; kurum ve kuruluşlar kanunlar ile kolayca tatmin edilebilir.“İktidarların en büyük çekincesi ve korkuları darbeler ve ihtilallerdir”. Sonuçta ölüm kaçınılmazdır. Şimdi, darbe yapanlara karşı öç alma hırsı ile değil; her boyutu ile en ince detayları dahi araştırılmalı, sorumlular ortaya çıkarılmalıdır. Karşı karşıya olduğumuz yapı hem yaşayan hem de üreyen bir organizasyondur.Hem enine hem de boyuna büyümüş, iyi örgütlenmiş bir yapıdır. 

Ticaretten sanata, siyasetten bürokrasiye, legal yapıdan illegal yapılara, milli düşüncelerden pasaportsuz düşünce ve akımlara kadar her alana sızmıştır. Yurt dışında,hükümetlere dahi nüfuz edebilecek bir organizasyon ile karşı karşıyayız. Küçümsemek gaflet ve hata olur. Devlet, yaşayan ve üreyen bu yapı ile ancak; yurt içinde ve dışında vatandaşlarının desteği ve gayreti ile mücadelede etkin olabilir.

Selam ve selametle Osman LERMİ