|
|||
Hilafet; İslam siyasi birliğinin temsil makamıdır. Nerede? | |||
Osman LERMİOĞLU | |||
osmanlermi@hotmail.com | |||
Hilafet; İslam siyasi birliğinin temsil makamıdır. 3 Mart 1924 TBMM tarafından kaldırıldı. Bizim bu yazmımızın konusu kaldırılmasından ziyade, bugünün koşullarında bu makama duyduğumuz ihtiyacın ve dağılmış her biri bir başına "İlayı kelimetullah" davasından uzaklaşmasıdır. Kardeşlerim; Özellikle İngiliz etkisi ve onun bıraktığı yıkımın ve birliğin sağlanamamasındaki sorunlara kısaca değinerek Nasıl bir araya gelebiliriz? ve hilafet makamını nasıl kurabiliriz? sorularına kendimizce cevap arayacağız. Osmanlı; Yavuz ile hilafeti de aldıktan sonraki süreçte İslam dünyası bir sancağın etrafında birliğini sağlamıştı. Bu vesile ile İslam Katolik Hristiyanlığı uzun bir mütted islam topraklarından uzak tutmuş beldelerinin ve tivaret yolarının güvenliği uzun yıllar sağlanmış oldu. İmparatorluğun Viyana kuşatması başarısız olunca, bir gerileme ve çöküş süreci, İslamın başında ve temsil makamında ki Osmanlıda büyük bir handikap doğurdu. Özelliklede Napoleonun Mısırı işgali ile Ortadoğu'nun korumasız olduğu ve imparatorluğun zayıf olduğunun en açık göstergesi oldu.Fransızlar fazla tutunamadan Mısırdan geçilip yerlerine İngilizler alınca! İslam dünyası için sonun başlangıcı ve fitne ateşinin büyük bir şekilde yakılması ile sonuçlandı. Bu fitne ateşi etkisinin devam ettiğini görmekle beraber, İslamın gayesinden uzaklaşan müslümanların "İlayı kelimetullah" davası için, Hilafet makamının etrafında birliğinin tekrar sağlanabilmesi, öncelikle İslam beldelerindeki, "İngiliz siyasetinin ve diplomatik politikalarını yıkmadan ve etkisini ortadan kaldırmadan, İslam birliğini tesis edemeyiz".. Her şeyden evvel, İngilizlerin çıkarları doğrultusunda başlattığı, Kültür savaşını İslam topraklarının işgali süreci ile neticelenmiş oldu.. Şu anda topraklarımızda İngiliz işgali bulunmamakla birlikte, fikri kültür savaşı devam etmektedir. İngilizlerin, Fransızlardan devraldığı İslam yerine TÜRK/ARAP medeniyeti düşüncesi ile İSLAM medeniyeti tasavvuru ikiye bölündü. Daha sonra bu beldeleri Osmanlılar geri bıraktı fitnesi ile kendi işgallerini meşru göstermeye gayret gösterirken Arap milliyetçiliğini kendi çıkarları doğrultusun da geliştirdiler.. Bu milliyetçilik akımı ile zamanın modasına uyan! Arap alimlerinin yada alim sıfatı görünümlü ajanların etkisi ile birliğin dağılmasına yani emperyal imparatorluğun bozulmasına küçük lokmalar halinde gelmelerine vesile olmuştur. Burada dikkatlerinizi bir hususa çekmek istiyorum, Arapların bu milliyetçiliği sadece Türklere karşı yaptılar. Arap dünyasını işgal eden İngilizlere karşı gösterilmemiş! aksine ingilizin hilafeti yıkma projesine bilerek İngilizlerle saf tuttular.Türk'ün barbarlığından ve boyunduruğundan kurtulduğunu sananlar ağır faturalar ile bunun bedelini en ağır şekilde de ödemeye devam etmektedirler. Hem askeri hemde siyasi olarak kendini savunamaz hale gelen Arap toplulukları yanlarına en güvendikleri ve kültürlerine da uzak olmayan "himaye" anlayışı ile İngilizlerin boyunduruğu ve mandası altına, müslüman kardeşlerine sırt çevirerek ve hilafet makamına sahip olmadan girdiler. Bütün film burada kör düğüm gibi gözüksede aslında değil. Bütün yaşanan gelişmeler yüzyıl öncesine ait ve bizim sahip olduğumuz coğrafyada yaşanmıştır. Özellikle Afgani Abduh ve Rıza ile Mısırda yakılan yerel İslam alimlerinin geliştirdiği savunulan İslam'da modernleşme başlığı altında tüm islam beldelerine özellikle ingiliz kaynaklı yayılma gösteren şu fitneyede dikkatlerinizi çekmek istiyorum "hilafetinde ve araplara ait olduğu" savı ile fitne dahada büyüdü! Osmanlı hilafetine karşılık Arap hilafeti. Bu anlayış Mısırda, mısırlı müslüman görünen alimlerin elinden toplumda daha makul ve kabul gördü. Çünkü, Arapları Osmanlılar geri bıraktı kara propagandası ile Protestan hıristiyanlığa ve onun geliştirdiği taktiklere karşı çok savunmasız kaldı. Katolik Avrupayı haçlı seferlerinde tarumar eden Osmanlı! Luther'in protestan anlayışını göremedi! Bu akımın geliştirdiği taktikleri ve düşünceleri göremedi medeniyet sandı ve aldanmıştı. Bu sorunumuzun ilki yani savaştığımız asıl düşman, bunun en yayılmacı anlayışı İngilizlerin sinsi siyaseti ve İslama verdiği zarar, işgal ettikleri toplumları hem halife adına işgal ettiler hemde kendilerini masum gösterdiler. Bütün mesele düşmanı doğru konuma oturtmak ve cihadı doğru yönlendirmektir. Halifeliğin insanlarda kabul görmesi ve kurum olarak getirebilmemiz için, Nasıl yol izlemeliyiz.
1. olarak Diyanet fetva hattının geliştirilmesi ile müslümanların yani ehli kıble nin dini açıdan soru sorduğunda güvenle cevabını alacağı tam ve etkin kullanılması için, yeniden tanzim edilmesidir. Şöyleki Özellikle Fransızca, almanca, Arapça İngilizce, ispanyolca, portekizce, rusça çince japonca dillerinde sorulan sorulara ehli sünnet akidesi altın da hilafet makamı adına cevap vermelidir. Böylelikle dünyadaki müslümanların başsız olmadığı imajı oluşturulmalıdır. Bu neden önemlidir. TBMM manevi şahsı bugün hilafeti temsil ettiği için, bu yetki diyanete manevi olarak görev ve sorumluluk verecektir. Ayrıca dünyadaki diğer müslüman kardeşlerimizin ülkemize ve hilafte bağlılığı artırılacaktır.
2. tüm ilk orta lise ve üniversitelerde "efali mükellefin" geliştirilerek okutulması, buna bağlı olarak fen fizik kimya matematik biyoloji gibi derslerin yanı sıra yabancı diller adam akıllı öğretilmelidir. bu uygulamada Türkiye ile sınırlı kalmadan, diğer müslüman ülkelere de kaydırılmalıdır. Öncelikle müslümanların konuştuğu ve yaygın olarak kullandığı Arapça ile başlanmalıdır. Buna ülkemizin alt yapısı ve dil zenginliği daha müsaittir.
3. halifeliğin ihdası için islam kamuoyunda ingilizlerin kara propaganda yaparak yaydığı fitne ateşi ortadan kaldırılmalıdır. Ekilen fitne nasıl yapıldı nasıl bertaraf edilecek tek tek izah edilmeli halkın gündemine sokulmalıdır. Bu konuda basına büyük iş düşmektedir. TRT Arapça ve kürtçe yayınlar haricinde ingilizce farsça çince japonca endonezyaca ispanyolca portekizce ve rusça yayınlar yapmalıdır. farsça yayınlar yapan tv kanalları internet ve basın yayın etkin şekilde kullanmaya başlanmalıdır. 4.Dünyanın her neresinde bir müslüman var ise; Türkiye'nin eğitim kurumlarında özellikle de İslam enstitüsünde yetiştirilmelidir.
5. Dünya ticareini yön vermek için kendis ticarey yollarımzıı yeniden kurmalıyız buda çorafyamızda ve uzak diyarlardaki kardeşlerimizle ticaret hacmimizi geliştirilmeliyiz... Okumak isteyen ve ticaret yapmak isteyenlere pasaport verilmelidir.
Böylece hedefi dünyada "İlayı kelimetullah" olan dava için tüm çalışmalar bu kanala entegre edecek şekilde geliştirilerek seferber edilmelidir. G8 bu anlamda çok önemli bir konuma sahiptir. halkların kazanılması ile değişim kaçınılmazdır. Adam akıllı ve İslama, din kardeşliğine, birliğe din ve diyanete önem veren konular işlenmeli ve tüm kanallarımızda yayınlanmalıdır.
Selam ve Selametle Osman LERMİOĞLU
|
|||
Etiketler: Hilafet;, İslam, siyasi, birliğinin, temsil, makamıdır., Nerede?, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.