Hamd Allah'adır. Azamet, üstünlük ve kudret O'nundur. Hükümranlık O'nun elindedir. En güzel isimler (esmaü'l-hüsna) ve sıfatlar O'na aittir. O, her şeyi bilir; açığa vurulmuş ve saklı tutulmuş hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. O bizi topraktan yarattı, yeryüzüne yerleştirdi ve orada bize
rızkı ve hayatı kolaylaştırdı. Rahimlerde ve evlerde güven içinde olmamızı sağladı. Rızkımızı (temin etmeyi) üzerine aldı. Hepimiz için (dünyada kalacağımız) bir ecel (vakit) takdir etti.
Sonsuzluk ve beka O'nun'dur. O hep diridir, ölmez.
Salat-u selam, Tevrat ve İncil'de özellikleri anlatılan, henüz günler birbirini takip etmeye başlamadan (zaman yaratılmadan), kainatın onun gelişine hazırlandığı, ümmi (okuma yazma bilmeyen) peygamber efendimiz Hz. Muhammed'e ve ona tabi olup düşmanlarına karşı onu destekleyen yakınlarına ve sahabelerine olsun.
Şeriat:Kuran’ın ayetlerine, Hazreti Muhammet’in sözlerine ve yaptıklarına, bunlardan çıkarılmış yorumlara dayanan, insanın yaşamını, toplumsal yaşamı düzenleyici, İlahi olduğu için hiçbir zaman değişmeyecek olan dinsel kurallar bütünü, İslam hukuku. Bir başka ifade ile
Şer'at "din" manasına da gelmektedir.Bu husuda Fars bilgesi ve hükümdarı Mılbezan'ın, şu sözleri bunun örneklerinden biridir: "Ey Hükümdar! Devlet ancak şer'iate uymakla, Allah'a itaat etmekle ve onun emir ve yasaklarına göre hareket etmekle kuvvet bulup yücelir. Şeriat devlet ile, devlet, (kendi) işleri görecek kişiler ile ve bu kişiler de mal (para) ile ayakta durur. Mal sahibi olmak kalkınmak, kalkınmak da adaletle mümkün olur. Adalet ise insanların arasına dikilmiş bir terazidir (İnsanların arasında kurulmuş dengedir). Bu teraziyi Rab dikmiştir ve onu ayakta tutacak bir görevli tayin etmiştir. İşte bu görevli hükümdardır".
"Devlet asker ile, asker de mal ile ayakta kalır. Mal vergi ile, vergi kalkınmışlık ile, kalkınmışlık adalet ile, adalet idarecilerin işlerini düzgün yapmalarıyla, valilerin işlerini düzgün yapması da bakanların işlerinde sağlam olmasıyla sağlanır.
Bunların hepsinden önce ise,
"Cumhurbaşkanının halkının durumunu bizzat takip etmesi ve onları yola getirmeye muktedir olması gelir." Böylece yönettiklerinin ona değil, onun yönettiklerine hakim olması sağlansın". Ve ayrıca Aristo'ya nispet edilen "Siyaset" isimli kitapta da bu konuya uyan bir bölüm vardır. Aristo o kitapta Mılbazan ve Enurşirvan'dan naklettiğimiz yukarıdaki sözlere işaret ediyor ve o sözleri başı ve sonu belli olmayan bir daireye benzeterek söylüyor: "Dünya, bir bostandır ve o bostanı koruyan duvar devlettir. Devlet kanunla( Şer'iat) yaşayan bir kuvvettir. Kanunu uygulayıp tatbik eden Hükümdardır. Hükümdarlık askerlerin desteklediği bir düzendir. Askerleri ayakta tutan maldır. Mal halkın topladığı rızıktır. Halk, adaletle korunup gözetilen kölelerdir. Adalet, dünyanın kendisiyle ayakta durduğu cana yakın bir dosttur. Dünya bir bostandır ..."Rabbimiz her şeye yaratılış özelliğini veren ve sonra (bu özelliğe) uygun yolu gösterendir" (Taha Suresi, 50). Şer'iat'ın uygulanmasında Fıkıh bilginleri, fıkıh usulünde (fıkıh metodolojisinde) şer'iat'a duyulan ihtiyacı ispat için şu açıklamayı yapıyor: Yardımlaşmanın ve toplumsal hayatın tabii bir sonucu olarak, insanlar neler istediklerini ifade etmeye ihtiyaç duyarlar. Bunu, cümlelerle (konuşarak) ifade etmek ise en kolayıdır. Yine fıkıh bilginleri, şer'i hükümlerdeki hikmet ve amaçlan zikrederler: Zina, neseplerin karışmasına ve neslin bozulmasına; adam öldürmek, yine neslin zarar görmesine;zulüm, sosyal hayatın bozulmasına yol açar. İşte fıkıh bilginleri, toplumu korumayı esas alan bunlar gibi şer'i hükümlerdeki hikmetleri ve amaçları açıklarken, toplumda görülen durumları da inceliyorlar. Örnek verilen bu meselelerde, toplumda bozulma ve gerileme oluyor ise, bu Şeri'at'sızlıktır. Yani Allah'ın emir ve yasaklarını çiğnemektir.
Sosyal hayatta ortaya çıkan hükümdarlık (devlet ve yönetim), kazanç, ilimler ve sanayi gibi toplumsal durumları,bunlarla ilgili detaylı özel ve genel bilgileri vererek ve geride hiçbir şüphe ve vehim bırakmayacak delillerle Allah'ın düzeni ve mizanıdır.ki, bütün eksikliklerden uzak olan Allah, insan tabiatını hayır ve şer (iyilik ve kötülük) hasletleriyle donatmıştır. Allah Teala şöyle buyuruyor. .. Ona (insana) iki yolu (hayrı ve şerri) göstermedik mi?" (Beled Suresi, 10). Yıne şöyie buyuruyor: "Sonra da ona (insan nefsine) hem kötülüğü, hem de (ondan) sakınmayı ilham edene yemin olsun ki . . . " (Şems Suresi, |