|
|||
![]() |
Karşı Saflar “Hak ve batıl” | ||
Osman LERMİOĞLU | |||
osmanlermi@hotmail.com | |||
KARŞI SAFLAR; Daima! Bir din veya felsefi ideolojinin safın da yer almaktayız. Belki bulunduğumuz konumu kaybetmemek adına olsun, isterse çıkar ve menfaatlerimiz doğrultusunda! Bir yerlerde saf olmaktayız. Hepimizin kendimize göre olayları değerlendirme metodlarımız, mevcut ise de; bulunduğumuz safların ve karşıt safların meşru veya gayri meşru olduğunu; şu şekilde açıklamaya ihtiyaç duyuyoruz ki, bunlar: Dinen “helal haram” Ahlaken “iyi kötü” Hukuken “Haklı haksız” Görünüşü ile “Güzel çirkin” İlmen “Doğru yanlış” biçiminde, bildiklerimiz ışığın da saflarımızı ve karşı safları değerlendiriyoruz. Buradan hareket ve referans alarak, asıl gayenin kimin doğruları ya da yanlışları üzerine saflarımızı belirliyoruz? Müslümanlar olarak; hangi din ya da felsefi görüşün “helal ve haram”ları ile birbirimizle mücadele ediyor ve cedelleşiyoruz? Her meseleye kendi reyimiz ile bakmadan önce; Her şeyin en doğrusunu tavsiye eden! Yüce Rabbimizin; biz Müslümanlara Hz. Muhammed (S.a.v) ile öğrettiği şekilde meselelere bakmak, bizim için bulunmaz bir nimettir. Hangi konuyu incelersek inceleyelim her yönden ilimlerinin inceliği ile bilgilerimizi ve ufkumuzu genişlettiği aşikârdır. İnsanoğlu yaşarken öğrenen varlık olduğu için hataları asgariye! Doğru rehber vasıtası ile ancak indirgeyebilir. Yanlış dost ve yardımcı edinmek ise; sonu felaketle biten bir başlangıca doğru, yönelmektir. Yaşadığımız zaman da buna pek müsaittir. Karşı saflar dediğimiz de önce, Şeytan ve onun izini takip edenler, olduğunu bilmeliyiz. Allah’u Teâlâ hazretleri insanın en büyük düşmanını Şeytan aleyhilane olduğunu ayetleri ile söylemektedir. Onun adımlarını takip edenler ise; Şeytan aleyhilanenin dost ve yardımcılarıdır. Bir de aynı safta görünen ama bizden olmayanlarında içimiz de varlığı hiç yadsınamayacak kadar çoğalmaktadır. Bu da biz Müslümanlar için büyük bir sıkıntıdır. Örneğin Şii ve mezhepsizlik gibi Ehli Sünnettin karşısın da! Bilinçli bir çalışma ile içimiz de ki; dinamitlerdir. Karşı safta ise yine yobaz medeniyetin bozuk neseplileri ve müntesiplileri Yahudiler ve hırıstiyanlar vardır. Bu bozuk ve aşağılık “maymun ve domuzlar”a sıfat bakımından çevrilmiş rezillerin adetlerine uymak; fikirlerini benimsemek; geleneklerine tabi olmak; onlara benzemektir ki, neüzübillah insanı dinden çıkartacağı gibi Müslümanın bir anda karşı safta yer almasına farkında olmadan ayağının kaymasına sebep olmaktadır. İslam medeniyetinin kurtlanmasının sebebi de bundandır. Onların kanun ve nizamları ile kendimizi ıslaha karar verdiğimiz andan itibaren “İslam medeniyeti” yıkılmaya bozulmaya başlamıştır. “İlahi hükümlerin hükmü ile hükmetmeyen medeniyetler asla boyunduruktan kurtulamazlar”. Çünkü Allahu Teâlâ hazretlerinden başka dost ve yardımcı edinmiştir. Bunca varlığı yoktan var eden ve ona doğru yolu gösteren Allahu Teâlâ hazretleri insanı başıboş bırakmadığı gibi; onu düşmanlarına karşıda uyarmaktadır. Doğru yol üzerine yürüyenlerin her türlü yardımına koşan ve yardımını esirgemeyen, Allahu Teâlâ hazretleridir. Elbette her akıl baliğ insanın durmak istediği, seçmek istediği ne ise; din, düşünce, dinsizlik ve mezhepsizlik gibi akımları seçme ve yaşama hakkı vardır. Lakin bu hak; bizi hedef tahtasına koyunca, saflarımızda da hangi yabani otların büyüdüğünü görmemiz ve onları temizlememize mani de! Değildir. Yaşadığımız bu zulüm ve yobaz medeniyet döneminden elbette; kendimizi! Her türlü fitnesinden ve iftirasından da korumaya mecburuz. Saflarımız elbette karşımızdakilerin duruşuna göre değil! Rabbimizin rızasına uygun, O’nun dilediği ve istediği gibi olmalıdır. “Hak ve batıl” mücadelesi en şedit şekliyle devam etmektedir. Sınırları çizilmiş bir kara parçasında olmamız kendimizi güvende olduğumuz hissi vermemelidir. Özellikle de vatan topraklarımız da silahlı çatışmaların yanı sıra: fikri ve felsefi akımlar üzerinden yürütülmekte olan “SINIRSIZ HARP VE PASAPORTSUZ DÜŞÜNCE” ile genç beyinlerimiz kirlenmektedir. Bu topraklarda bizi bıktırmak ve yıldırmak için her türlü hileli yollara; düşmanlarımız başvuracaktır. İlmi bilgisi az olan kardeşlerimize” Ehli Sünnet ve cemaat” itikadı üzerine ameli ve itikadi dersler; temelden, genç dimağlara, okullarımız da ders olarak okutulmalıdır. İtikadi konular anlatılmalıdır. Gelecekte; bu bozuk ve yobaz akımlar ve fırkalar yüzünden; bekamız tehlikeye düşmesi ise an meselesidir. “Onların kıldıkları namaz ve oruç sizi aldatmasın, dileyen namaz kılar oruç tutar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz”
Selam ve Selametle Osman LERMİOĞLU
|
|||
Etiketler: Karşı, Saflar, “Hak, ve, batıl”, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.